Dün, öğle saatleri…
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, elindeki belgeyi kameralara göstererek “İşte AKP ile PKK’nın mutabakat metni!” diyor.
Metindeki maddeleri okumaya başlamadan önce Başbakan Erdoğan‘a bazı sorular yöneltiyor.
“Temsilciniz MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, ana dilde eğitimle ilgili olarak PKK’ya “Nasıl olsa orası özerk bölge olacak. Öğretmen tayinleri dahil, eğitim hizmetleri belediyelere, valilere devredilecek” şeklinde bir söz verdiği Oslo tutanaklarında yer almıştır. Bu sözün arkasında mısınız Sayın Başbakan?” diye soruyor.
Koç, “Siz Oslo görüşmelerinde terör örgütüne özerklik, federasyon sözü verdiniz. Bu tutanaklar elimizde!” demeye getiriyor.
Açıkladığı metinden, AKP‘nin, 2011‘deki genel seçimlere gidilen süreçte, PKK ile terör eylemlerini durdurması konusunda mutabakata vardığı anlaşılıyor.
Zira hakem devlet İngiltere’nin onayını taşıdığı öne sürülen belgenin 7. maddesinde bu anlaşma şöyle ifade ediliyor:
“Taraflar seçimlerin güvenli bir ortamda geçmesi ve ortamın normalleşmesi için en üst düzeyde kamuoyuna açık çağrıda bulunacaklardır!”
Böylece terör örgütüyle müzakere masasına oturma amaçlarından birinin “AKP’nin seçimi kazanmasının güvence altına almak olduğu” ortaya çıkıyor.
Bu maddeyle “seçimi alalım, gerisi kolay!” mesajı veriliyor.
Türkiye’nin en hayati konusu, seçim pazarlığı malzemesi yapılıyor.
Askerin, polisin ve masum sivillerin hayatları, AKP’nin seçimi kazanmasına endeksleniyor.
Bunlar hakem devlet İngiltere‘nin temsilcisinin önünde konuşuluyor.
İddiaya göre hakem devlet, onayladığı metni arşivine koyuyor!
* * *
Haluk Koç‘un açıkladığı belgede ayrıca KCK operasyonlarının siyasi olduğu kabul ediliyor.
Tutanağın 6. maddesinde “KCK adı altında gerçekleşen siyasi operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması, sürecin yumuşatılması ve çözüm yönünde ilerlemesi için önemli bir adım olacaktır!” deniliyor.
KCK tutuklularının serbest bırakılacağı taahhüt ediliyor.
Norveç’in başkenti Oslo’da ve İngiliz temsilcinin önünde, Türk mahkemeleri adına söz veriliyor.
Türkiye’de yargı bağımsızlığının bir masaldan ibaret olduğu, bazı davalarda tutuklama veya serbest bırakma kararlarının, hakimlerce değil, siyasi irade tarafından verildiği, cümle aleme ilan ediliyor.
Oslo mutabakatının 5. maddesinde yer alan şu ifadeler de çok düşündürücü:
“Türk tarafı, seçimlerden sonra en kısa zamanda Örgütü temsilen iki kişinin Sayın Öcalan’ı ziyaret etmesi, yukarıda adı geçen konsey ve komisyonlar kurulduktan sonra, birer alt komisyonlarının da Sayın Öcalan’la ilişkilendirilmesini taahhüt eder.“
Haluk Koç‘un, Oslo görüşmeleri konusunda ellerinde birçok başka belge bulunduğunu söylediği dakikalarda, Bingöl‘den acı haber geliyor.
Askeri konvoya saldıran teröristler 10 Mehmetçiği şehit ediyor, 69 askerimizi de yaralıyor.
Silah bırakmadan -seçimler öncesi- koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti‘ni müzakere masasına oturtan ve “özerklik” başta olmak üzere bir yığın söz alan terör örgütü, hain saldırılarında hız kesmiyor.
Türkiye’yi yeniden ve bu kez daha ağır koşullarda müzakere masasına oturmaya zorluyor.
Anadilde eğitim, kültürel haklar vs. gibi hedefler artık küçük kalıyor.
Aslında PKK‘nın ve arkasındaki uluslar arası destekçilerinin nereye varmak istedikleri meçhul değil.
Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ile yaptığı görüşmeden sonra bunu net olarak açıklamıştı.
“Bizden bayrak istiyorlar, bayrak!” demişti.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek de “PKK silah bırakmak istese bile bıraktırmazlar!” derken aynı gücü işaret ediyor.
“İstenilen bayraktır, gerisi teferruattır!” demeye getiriyor. - UĞUR DÜNDAR - Sozcu.com.tr
Gazeteci Uğur Dündar’dan Oslo yorumu
Bunlar da ilginizi çekebilir