Yüzyılımızın en önemli ve ciddi sorunlarından biri olan madde bağımlılığı günümüzde daha da yaygınlaşarak, haber bültenlerinin ve gazetelerin ne yazık ki vazgeçilmez haberi haline gelmiştir. Hemen her gür haberleri izlemek için televizyonu açtığımızda, aldığı uyuşturucunun etkisi ile kendinden geçmiş, aklı ve şuuru yerinden uçup gitmiş, ne yaptığını bilmeyen gençleri, yetişkinleri ve maalesef çocuk denilecek kadar küçük yaştaki bireyleri görmekteyiz.
Yaptığım araştırmalar sonucunda “ Pisikiyatrist Doc.Dr. Safa Saygılı, beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturucu olduğunu vurgulamaktadır. Madde bağımlılarında oluşan ilk olgunun akıl ve sinir hastalıkları, arızaları olduğunu söylemektedir.” Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içerisinde olması ancak akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Bu çok önemli değerin, hayatta ki en büyük düşmanı işte bu uyuşturucu illetidir. İnsanı hayatta iflasa götürmekle, onu ailesinden, çevresinden, toplumdan kopararak, yalnızlığa, bunalıma, hemen ardından da sorumsuz, hayvani bir hayata mahkum ettiği tespit edilmiştir. Madde bağımlılığı insanı yaşayan bir ölü haline getirmektedir.
Maddeleri kullanan kişilerde düşünme yeteneğinin azaldığı, iradenin zayıfladığı, kişilik bozukluğunun artığı, ruhsal çöküntünün meydana geldiği görülmüştür. En büyük zararı kişinin kendisi ile birlikte beyninin ve merkezi sinir sisteminin gördüğü açıklanmıştır. Yapılan bir çalışmada görülmüştür ki yoğun madde kullanan üniversite öğrencilerinde dikkat ve öğrenme yetileri maddeyi bıraktıktan 24 saat sonra bile bozuk olmaktadır. Uyuşturucu madde kullanan liselilerin başarısının daha düşük, topluma aykırı davranışlarının ve suç işleme oranlarının daha fazla olduğu, aile ilişkilerinde isyankar olduğu görülmektedir.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Programı’nın (UNDCP) tahminlerine göre dünya üzerinde 180 milyon uyuşturucu bağımlısı bulunmaktadır. Bunların 144 milyonu esrar kullanıcısıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün raporunda madde bağımlılığının %41,7’sini arkadaş etkisiyle, %40,7’sinin merakla, %3,3’ününde eğlenceyle başladığı yer almaktadır. Kullanıcılar 16-30, 31-45 yaş gruplarında yoğunlaşıyor. Maalesef günümüzde bu yaş sınırı daha a düşmektedir.
Madde bağımlısı kişilerin, bu zehiri kullanmalarında gösterilebilecek nedenlerin başında ilk olarak grup arkadaşlarının baskısı, onlara uyum sağlama isteği, merak ve macera tutkusu, yasaklara karşı gelme isteği, sorumluluktan kaçma, başarısızlık, güvensizlik gibi durumlardan kurtulma düşüncesi gelmektedir. Daha sonra aile içi huzursuzluklar, aşırı baskıcı ve kısıtlayıcı tutumlar veya aşırı serbest bırakılması gelmektedir. Cinayetlerin, intiharların her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucunun yattığı belirtilmektedir. İç ve dış düşmanların en tehlikeli silahı uyuşturucu, ADİS, verem, frengi, kanser, kangren vb. birçok ölümcül hastalığın yayılmasında en büyük suçludur.
Ailelerimize, ebeveynlerimize, öğretmenlerimize burada yüklü bir görev düşmektedir. Çocuğumuzun, yakınımızın ya da öğrencimizin bir süredir arkadaş çevresini değiştirdiği, içine kapandığını, öğrenci ise ders başarısının düştüğünü, lavaboda daha uzun süre vakit geçirdiğini, günün daha büyük bir kısmını dışarıda geçirme eyleminde olduğunu, göz bebeklerinin küçüldüğünü, bulantı, kusma, titreme ve terleme gibi şikayetlerinin artığını, kramplar, panik ve bilinç kaybının fazlalaştığını gözlemlediğiniz an yakınınız büyük bir olasılıkla madde kullanıyor demektir. İzlenimleriniz sonucunda yakınınızın madde kullandığını kesin olarak tespit ettiyseniz madde almadığı, ayık olduğu bir dönemde onunla konuşmak istediğini belirtin. Onu yargılamadan, ürkütmeden bu endişenizden ona bahsedip birlikte bir uzmana başvurmayı önerin. Daima onun yanında olun, bu tedavide yardımcı olmak istediğinizi belirtin. Ona güç verin, bu işin uzmanına başvurduktan sonra, günümüzde madde bağımlılığına karşı verilen savaşta önemli rolü olan Ankara AMATEM’e yönelin. Bağımlılık ile mücadelede en önemli adımlardan birisi bağımlılık tedavi birimlerinin oluşturulmasıdır. Bağımlılık tedavi birimi AMATEM ayaktan poliklinik hizmetleri, yataklı hizmetleri ve rehabilitasyon ünitesi içermektedir. Aynı zamanda AMATEM, diğer bağımlılık ve tedavi merkezleri ile sıkı bir işbirliği içerisindedir. Bağımlı insanların bu tedavileri uygulayarak tekrar eski sağlıklarına kavuştukları görülmüştür.
Asıl önemli olan, yakınlarımız bu bataklığa saplanmadan önce gerekli bütün tedbirleri alabilmek. Anne, babalar çocuklarımızı başı boş bırakmayalım. Ne çok sıkalım, ne de çok serbest bırakalım, uyuşturucu maddelerin çok zararlı zehirler olduğunu ürkütmeden, sıkmadan onlara anlatalım. Onlar fark etmeden takip edelim, sık sık okullarına gidip, öğretmenleri ile görüşelim, okul durumlarını öğrenelim, arkadaş çevresini kontrol edelim. Okuldan çıktıktan sonra nereye gidiyor, neler yapıyor bunları merak edelim ve araştıralım. Anne, baba olarak önce kendimiz örnek olalım. Bu zehire bulaşmalarına kesinlikle fırsat vermeyelim.
Geleceğimiz, gençlerimiz; Uyuşturucu zehrinin size, aile hayatınıza, ülkemize, toplumsal ahlaka, gençliğinize çok büyük zararlar getirmesine ne olur izin vermeyin. Masum insanları kandırarak ellerine geçen o haram paraya ve hayatınızı bitirecek olan bu zehire sakın aldanmayın! ( Bir defa denemekten ne çıkar),(İstediğim zaman bırakırım) demeyin sakın. Bu düşünce ile hareket ederseniz uyuşturucu bağımlısı haline gelirsiniz. Bu zehire ne sağlığınız dayanır nede paranız dayanır. Bir de arkada gözü yaşlı bıraktığınız aileniz…
Yanlış arkadaşa, o anki zaaflara aldanmayın ve ne olur gençliğiniz ve geleceğinizi ateşe atmayın.